Böbrek tümörleri genellikle başka bir sebeple yapılan ultrason veya tomografi ile saptanır. Hastaların erken evrelerde herhangi bir şikayeti yoktur. Hastalık ilerledikçe bazı şikayetlere sebep olurlar:
- İdrarda kanama (gözle görülen veya idrar tahlili ile saptanan)
- Karında şişkinlik
- İştahsızlık- halsizlik-kilo kaybı
- Yan ağrısı
- Kansızlık, solukluk
- Bacaklarda şişme
Şikayetlerinin araştırılması sırasında veya tesadüfen ultrason çektirip böbrekte kitle saptanan hastalarda daha detaylı incelemeler yapmak gerekir. Bu amaçla MR (manyetik rezonans görüntüleme) veya ilaçlı tomografi (kontrastlı BT) çekilir. Böbrek tümörü olanlarda sıçrama olasılığından dolayı akciğer (toraks) tomografisi de çekilir. Bu görüntüle yöntemleri ile kitlenin boyutu, yerleşim yeri, ana damarlar ve idrar kanalları ile ilişkisi, başka bir yere veya komşu organlara (dalak, karaciğer, pankreas, böbrek üstü bezi veya lenf bezleri) yayılıp yayılmadığı ve kitlenin yapısı hakkında bilgi edinilir. Evreleme yine görüntüle yöntemleri ile yapılır. Kitlenin iyi veya kötü huylu ayrımını kesin yapamaz. Kemik ağrıları veya nörolojik yakınmaları olanlarda kemik taraması veya beyin filmleri çekilir.
Görüntüleme yöntemlerinin haricinde bazı kan testleri tedaviye geçilmeden önce yapılır. Böbrek fonksiyonları mutlaka incelenir.
Böbrek tümörlerinin esas tedavisi cerrahidir. Tümörlü böbrek dokusunun çıkarılıp, sağlıklı-kansersiz böbrek dokusunun korunması temel prensiptir. Bu ameliyata parsiyel nefrektomi yani tümörlü böbrek dokusunun çıkarılması denir. Aşırı büyümüş, böbrek damarlarını tutmuş, böbrek içinde çok sayıda olan tümörlerde maalesef böbreğin etrafındaki yağlı doku ile beraber çıkarıldığı radikal nefrektomi ameliyatı yapıyoruz.
Parsiyel veya radikal nefrektomi ameliyatı açık veya kapalı (laparoskopik veya robotik) yöntemlerle yapılabilir. Laparoskopik veya robotik cerrahi açık cerrahiye göre daha kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı kesici kullanımı, daha çabuk işe ve sosyal hayata dönüş ve daha az yara izi gibi avantajları ile ön plana çıkmaktadır. Laparoskopik radikal nefrektomi şu an standart tedavi olarak kabul edilmektedir.
Cerrahiye uygun olmayan veya metastatik (uzak dokulara yayılmış) böbrek tümörlerinde kemoterapi uygulanabilmektedir.
Böbrek içindeki idrar yollarını döşeyen hücrelerden (değişici-transizyonel cell) köken alan tümörler toplayıcı sistem tümörleri (transizyonel hücreli karsinom) olarak adlandırılır. Bu tümörlerin tedavisinde böbrek, idrar kanalı (üreter) ve idrar kanalının mesane bağlantısı cerrahi olarak çıkarılır. Bu ameliyata radikal nefro-üreterektomi denir.