Böbrek Kanseri Nedir?
Böbrekler, omurgamızın her iki yanında bulunan ve ana görevi idrar üreterek zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırmak olan organlarımızdır. Böbreklerin orta kısmında böbreğe kan getiren atar damar, kanı uzaklaştıran toplar damar ve üretilen idrarın biriktiği ana havuzcuk (pelvis) bulunur.
İçindekiler
Tüm tümörlerde olduğu gibi böbrek tümörleri de hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşur. Çoğalan hücreler kitle oluşturarak etraf dokuya ve uzak organlara yayılabilir.
Böbrek tümörleri genellikle (%85) böbrek hücrelerinden köken alır (renal hücreli karsinom). Böbrek içerisindeki idrar kanallarını döşeyen hücrelerden köken alan tümör ise (transizyonel hücreli karsinom) daha az oranda görülmektedir. Bunlar haricinde daha nadir görülen tümör tipleri de vardır.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Sigara: Böbrek kanseri riskini 2 kat artırır
Obezite
Yüksek tansiyon: Hipertansiyon hastalarında risk fazladır
Cinsiyet-yaş: Özellikle erkeklerde risk 1,5 kat fazladır ve 40 yaş üstünde sık görülür
Uzun süre ağrı kesici kullanımı: Bazı ilaçlar böbrekte kanser oluşumunu tetikleyebilir
Diyalize girmek: Uzun sure diyalize girmek böbrekte kanser oluşumunu artırır
Aile öyküsü: Bazı böbrek kanseri tipleri genetik geçiş gösterir
Kimyasallara maruziyet: Asbest, benzene ve bazı tarım ilaçları kanserojendir
Böbrek Kistleri De Kanser Yani Kötü Huylu Mudur?
Özellikle ilerleyen yaşlarda böbrekte basit kist dediğimiz içi sıvı dolu, ince ve düzenli duvarlı, duvarında kireçlenme içermeyen yapılara sık rastlıyoruz.
Basit kistler kanser değildir. Kistler çoğunlukla hastada herhangi bir şikayete sebep olmaz ve tedavi gerektirmez. Merkezi yerleşimli olanları büyüdükleri zaman idrar kanallarına, damarlara baskı yaparak şikayet oluşturabilirler. Böbrek dış kısmında yerleşenler ise büyüyerek dolgunluk ve ağrı oluşturabilirler. Bu durumlarda kistlerin alınması için ameliyat gerekebilmektedir.
Komplike kist dediğimiz kalın duvarlı, duvarında kireçlenme (kalsifikasyon) olan, içerisinde sıvının yanında doku barındıran ve kanserleşme potansiyeli olan kistler de vardır.
Bu komplike kistlerin basit kistlerden ayrımı için daha detaylı görüntüleme yöntemleri (kontrastlı tomografi veya MRG) kullanılır. Komplike kistler böbrek tümörleri gibi tedavi edilir (ameliyat gerektirir).
Anjiomiolipom (AML) Nedir?
Böbreğin en sık görülen yağ, kas ve damar yapılarından oluşan iyi huylu tümörüdür. Kadınlarda 4 kat daha sık rastlanır. Genellikle başka yere yayılma göstermezler. Boyutları arttığı zaman (4cm’den büyük boyutlarda) kendiliğinden kanama yapabilirler. Küçük boyuttaki AML’ler takip edilirken, daha büyük boyuttakiler için cerrahi veya embolizasyon (anjio ile kitledeki damarların ilaçlarla tıkanması-kapatılması) yapılır.
Böbrek Tümörleri Hangi Belirtileri Verir?
Böbrek tümörleri genellikle başka bir sebeple yapılan ultrason veya tomografi ile saptanır. Hastaların erken evrelerde herhangi bir şikayeti yoktur. Hastalık ilerledikçe bazı şikayetlere sebep olurlar:
İdrarda kanama (gözle görülen veya idrar tahlili ile saptanan)
Karında şişkinlik
İştahsızlık- halsizlik-kilo kaybı
Yan ağrısı
Kansızlık, solukluk
Bacaklarda şişme
Böbrek Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?
Şikayetlerinin araştırılması sırasında veya tesadüfen ultrason çektirip böbrekte kitle saptanan hastalarda daha detaylı incelemeler yapmak gerekir. Bu amaçla MRG (manyetik rezonans görüntüleme) veya ilaçlı tomografi (kontrastlı BT) çekilir.
Böbrek kanseri olanlarda sıçrama olasılığından dolayı akciğer (toraks) tomografisi de çekilir. Bu görüntüle yöntemleri ile kitlenin boyutu, yerleşim yeri, ana damarlar ve idrar kanalları ile ilişkisi, başka bir yere veya komşu organlara (dalak, karaciğer, pankreas, böbrek üstü bezi veya lenf bezleri) yayılıp yayılmadığı ve kitlenin yapısı hakkında bilgi edinilir. Evreleme yine görüntüleme yöntemleri ile yapılır ancak çekilen tomografi veya emar kitlenin iyi veya kötü huylu ayrımını kesin yapamaz.
Tümörün iyi huylu veya kötü huylu olduğunun kesin ayrımı sadece ameliyatla çıkarılan kitlenin patolojik incelemesi ile mümkündür.
Böbrek Kanseri Tedavisi
Böbrek tümörlerinin esas tedavisi cerrahidir. Tümörlü böbrek dokusunun çıkarılıp, sağlıklı-kansersiz böbrek dokusunun korunması temel prensiptir. Bu ameliyata parsiyel nefrektomi yani tümörlü böbrek dokusunun çıkarılması denir. Aşırı büyümüş, böbrek damarlarını tutmuş, böbrek içinde çok sayıda olan tümörlerde maalesef böbreğin etrafındaki yağlı doku ile beraber çıkarıldığı radikal nefrektomi ameliyatı yapıyoruz.
Parsiyel veya radikal nefrektomi ameliyatı açık veya kapalı (laparoskopik veya robotik) yöntemlerle yapılabilir. Laparoskopik ve Robotik cerrahi, açık cerrahiye göre daha kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı kesici kullanımı, daha çabuk işe ve sosyal hayata dönüş ve daha az yara izi gibi avantajlar sağlamaktadır. Laparoskopik radikal nefrektomi şu an standart tedavi olarak kabul edilmektedir.
Cerrahiye uygun olmayan veya metastatik (uzak organlara sıçramış) böbrek tümörlerinde kemoterapi uygulanabilmektedir.
Böbrek içindeki idrar yollarını döşeyen hücrelerden (değişici-transizyonel hücre) köken alan tümörler toplayıcı sistem tümörleri (transizyonel hücreli karsinom) olarak adlandırılır. Bu tümörlerin tedavisinde böbrek, idrar kanalı (üreter) ve idrar kanalının mesane (idrar kesesi) bağlantısı cerrahi olarak çıkarılır. Bu ameliyata radikal nefro-üreterektomi denir.
Operasyon Sonrası Takip Nasıl Yapılır?
Ameliyat sonrası çıkarılan dokunun patolojik incelemesi sonucu tümörün çeşidi, tipi, evresi, derecesi ortaya konulur. Hastalarımız bu patoloji sonuçlarının rehberliğinde belli aralıklarla kan ve BT / MRG / USG gibi görüntüleme yöntemleri ile takip edilirler.